The Nun / Dehşetin Yüzü
Bayadır sinemaya gitmemiştim. Dedim ki gitmişken böyle tat kaçıran bir şey olsun. Bilirsiniz yazın genellikle pek bütçe ayrılmayan alelade filmler gösterimde olur.
The Nun filmini bekliyordum. Sonuçta Türkiye'de dini ögeler hariç korku senaryosu yazılmıyor. Hristiyanlıkta exorcist hariç neler var?
Diğeri de din için kendini feda ederek intihar ediyor. Manastıra erzak getiren genç rahibeyi görür ve buzhaneye koyar. Daha sonra çeşitli yetkililere haber verir.
İntihar olayı Vatikan'a kadar ulaşır ve ciddi bir konu olduğu için uzman bir papazı yollarlar. Papazın yanınada rahibelik yemini etmemiş bir hanım kızımız eşlik edecektir. İkili zorlu yolculuktan sonra köylü (Frenchie) 'yü bulup, manastıra giderler. Ölen rahibe kenarda oturur halde.
Zaten olay bilinmiyor bir de demesin mi 'Ben rahibeyi uzanır halde bıraktım.' diye. Oradan sonra korkulu sahneler başlıyor. Mezara diri gömülen papaz, toplu halde dolaşan rahibe ablalar, iki gün boyunca rahibelerle kaldığını zanneden aslında tek başına kalan hanım kızımız, birden beliren yok olan baş rahibe....
Gerçekten korku dozunu aşmış gitmiş korku filmi
Özetlemek isterim sonuçta korku filmi olduğundan ve duygu aktarabilecek bir dilim olmadığından bu kötü ruh(Valak), aslında manastır manastır olmadan önce orada yaşayan büyülerle uğraşan bir abinin çok önemliymiş gibi yerin derinliklerinden kötü ruhu çıkarması ki tam çıkarırken ordular işgal ediyor.
Sonra din adamları o yeri yarıp çıkan mereti geldiği yere güze bir dua ve Hz. İsa'nın kanını damlatarak (nasıl kurumadan kaldı çok merak ettim) yeri kapatıyorlar.
Yıllar geçiyor.. Herkesin hayatı yolunda giderken savaşta atılan bombalar yüzünden kapanan yer çatlıyor ve kötü ruh dışarı çıkıyor. Herkese musallaat oluyor. O gün bugündür kimseye rahat yok.
son olarak
-Oyunculuk iyi, görüntü ve sahneler de gayet güzel, gerilimi iliklerimize kadar hissettik
Ayrıca sürpriz sonlu izleyin derim
okuduğunuz için teşekkürler
Yorumlar
Yorum Gönder